Dünya tarihin etkin yönünü gösteren ve fetih dönemlerini içeren sayfalar savaş zamanlarıdır. Bu sayfaları yazmak ve anlatmak zordur. Çağımızda insanlığa zor günler yaşatan ve neslimizin yakından yaşadığı ve bildiği, yaşayanların huzurunu kaldıran, düzenini bozan ve imarını yıkan 1. Ve 2. Dünya savaşları, insanlık tarihinin çok sıkıntılı sayfalarını ifade etmektedir.
Dinimizde savaş kelimesinin diğer bir anlamı cihat olup inancımıza göre cihadın pek çok farklı yönü vardır. Bunlar nefse karşı cihat, şeytana karşı cihat ve düşmana karşı cihat olarak belirtilir. Bir Müslüman olarak hangisiyle mücadele etmek gerekiyorsa onunla mücadele edilmelidir.
Şu anda bölgemizde Müslümanlar açısından zor bir takvimde ve zalimlerin etkileri altında zulüm yaşamaktadırlar. Bölgemiz bir savaş toprağına dönüşmüş durumdadır. Bu toprakları barış topraklarına dönüştürmek için bölgemizde görülen düşmanlara karşı her alanda ve her an cihada hazır olmalıyız.
Dinimiz savaşmakla ilgili doğru ilkeler ortaya koymuştur. Müslümana verilen görevlerden biri bir coğrafyayı fethetmek , hakkı tebliğ etmek ve adaleti yürütmektir. Müslüman Allah için savaşmalı ki ; bu ayrı bir heyecan verir. Bu asil hedef dışında başka bir amaç için çarpışmak bir zulümdür.
Doğru zamanda ve şartlarda savaşmanın gerektiğini ve nasıl savaşmanın yapılmasını Yüce Rabbimiz ( CC ) Kuranı Kerimde şöyle buyurmuştur.
“Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda aşırılıkta bulunmayın. Çünkü Allah aşırıda bulunanları sevmez.” ( Bakara 190 )
Ebu said el Hudri (RA) den yapılan rivayette Allah Resulü (SAV) beni lihyan üzerine asker gönderdi ve şöyle buyurdu . “ iki erkekten biri cihada gitsin elde edilecek sevap ikisi arasında ortaktır.” ( Müslim imare )
Osman (RA) rivayete göre Allah Resulü (SAV) şöyle buyurdu; “Allah yolunda hudutta bir gün nöbet tutmakla başka bir yerde bin gün nöbet tutmaktan daha hayırlıdır. ( Nisai cihat )
Yine Ebû Hüreyre (RA) den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (SAV) şöyle buyurdu:
“Allah yolunda cihat edenler için Allah Teâlâ cennette yüz derece hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gök arası kadardır. ” ( Buhârî, Cihâd )
Bölgemizin yanı diğer bir deyimle Orta doğunun coğrafyasının nasıl bir ortam içinde bulunduğumuzu görelim . Özellikle israilin Filistinli kardeşlerimize yaptığı zulümleri yaşamaktayız. Müslümanlar olarak bu zalimlere karşı her yönüyle mücadele etmeliyiz. Görülen bu olaylar bizleri bir savaşa sürükleyecektir. Bu açıkça görülmektedir. Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen yardımları ve dualarımızı da göndermeliyiz.
Coğrafyamız dışındaki hangi ülkelerin bölgemizde nasıl bir amaç ve hedef belirlediklerini görmeliyiz. Kötü ve zülüm kokan hedef ve amaçlarını gerçekleştirmelerini engellemeye çalışmalı ve çıkabilecek çatışmalara hazır olmalı ve kendimizi zafere hedeflemeliyiz.
Müslümanlar olarak bizler kötü bir nefse, şeytana ve düşmana karşı daima cihada hazır olmalı. Düşmana karşı daima dinamik ve uyanık olmalı. Ümmet şuuruyla İslam düşmanlarına özellikle yahudi ve hırıstıyanlara karşı devamlı uyanık olmalı ve asla gaflet içinde olmamalı ve sınırlarda nöbet beklemeli savaşa hazır olmalı ve savaş başlarsa sabır ve sebat göstermeliyiz. Bu ameller bizi zalimlere karşı galip getirir…. M.K MÜNİRCAN 18.05.2018
Bu haber 1169 defa okunmuştur.